Obezite Cerrahisi
Milyonlarca insanın mücadele ettiği obezite, sadece estetik bir sorun olmanın ötesinde, ciddi sağlık problemlerine yol açabilen karmaşık bir hastalıktır. Obezite Cerrahisi, kilo verme yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, sağlıklı bir yaşama adım atmak için etkili ve kalıcı bir çözüm sunar. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olarak, uzman ekibimiz ve yenilikçi teknolojilerimizle, bu yolculukta size rehberlik etmek için buradayız.
Obezite Cerrahisi Nedir?
Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olan ve diyet, egzersiz gibi yöntemlerle kalıcı kilo kaybı sağlayamayan kişilere uygulanan cerrahi operasyonları kapsayan tıbbi birimdir.
Tüp mide ameliyatı, gastrik bypass ameliyatı gibi cerrahi operasyonlar, mide hacmini küçültür veya besinlerin emilimini azaltır. Böylece, kişinin kilo vermeye başlar. Temel amaç, kişinin daha az yiyerek doymasını sağlamak ve sağlıklı kilosuna ulaşmasına yardımcı olmaktır.
Obezite ameliyatları; obeziteye bağlı gelişen tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi yandaş hastalıkların tedavisine de önemli katkılar sunar.
Detaylı Bilgi ve Randevu
Obezite Cerrahisi hakkında detaylı bilgi almak için 444 8 276 'dan bize ulaşabilirsiniz.
Obezite Cerrahisi Kimlere Yapılır?
Obezite ameliyatı kararı, multidisipliner bir yaklaşımla, detaylı değerlendirmeler sonucunda verilir. Genel olarak aşağıdaki durumlarda obezite cerrahisi yöntemleri uygun bir seçenek olabilir:
- Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40'ın üzerinde olan kişiler.
- VKİ’si 35-39.9 arasında olan, obeziteye bağlı tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, yüksek kolesterol gibi ek sağlık sorunları bulunan kişiler.
- VKİ’si 30-34.9 arasında olan, medikal tedavi ile kontrol altına alınamayan tip 2 diyabet sahibi bazı kişiler.
- Alkol ve madde bağımlılığı olmayan kişiler.
- Ameliyata engel teşkil edecek ciddi psikiyatrik rahatsızlığı olmayan kişiler.
- Daha önceki diyet ve egzersiz programlarından kalıcı sonuç alamamış kişiler.
- Ameliyat risklerini kabul eden ve ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayabilecek motivasyona sahip kişiler.
- Uygunluk durumu, obezite cerrahisi hekimi tarafından yapılan kapsamlı muayene ve tetkikler sonucunda kişiye özel olarak belirlenir.
Obezite Cerrahisi Yöntemleri Nelerdir?
Obezite cerrahisi yöntemleri; tüp mide ameliyatı (mide küçültme ameliyatı), gastrik bypass ameliyatı, mide balonu ve mide botoksudur. Hangi yöntemin kullanılacağı, hastanın durumuna, yandaş hastalıklarına ve beklentilerine göre belirlenir.
Tüp Mide Ameliyatı (Mide Küçültme Ameliyatı)
Mide küçültme ameliyatı olarak da bilinen tüp mide ameliyatı, midenin büyük bir bölümünün cerrahi olarak çıkarılarak küçük, tüp şeklinde bir mide bırakılması işlemidir. Bu sayede, mide hacmi küçülür ve kişi daha az gıda ile doygunluk hissine ulaşır.
Ameliyat sonrası, mideden salgılanan açlık hormonu (ghrelin) seviyesinde de azalma görülür. Bu da iştahın baskılanmasına yardımcı olur. Besin emiliminde herhangi bir değişiklik yapılmadığı için uzun dönem vitamin ve mineral eksikliği riski diğer yöntemlere göre daha düşüktür.
Bireyler, ameliyat sonrası ilk 6 ayda fazla kilolarının %30-50’sini, 1 yıl sonunda ise fazla kilolarının ortalama %50-70’ini verirler. Uzun vadede (5 yıl ve üzeri) bu oran %50-60 civarında stabilize olabilir. Örneğin, 120 kg olan ve ideal kilosu 70 kg olan bir hasta (fazla kilosu 50 kg), ilk yıl sonunda yaklaşık 25-35 kg verebilir.
Bu rakamlar ortalama değerlerdir ve bireysel sonuçlar farklılık gösterebilir. Kilo verme süreci genellikle ilk 12-18 ay boyunca en yoğundur ve sonrasında bir miktar kilo alımı yaşanabilir. Başarının devamlılığı için yaşam tarzı değişikliklerine sıkı sıkıya bağlı kalmak esastır.
Gastrik (Mide) Bypass Ameliyatı
Gastrik bypass ameliyatı, hem mide hacmini küçülten hem de ince bağırsakların bir kısmını bypass ederek besin emilimini azaltan kombine bir yöntemdir. Midenin üst kısmında küçük bir poş oluşturulur ve bu poş doğrudan ince bağırsağın ileriki bir bölümüne bağlanır. Böylece, alınan gıdaların önemli bir kısmı emilmeden vücuttan atılır. Özellikle tip 2 diyabet ve uyku apnesi gibi yandaş hastalıkların tedavisinde oldukça etkilidir.
Bu yöntemle kilo kaybı genellikle tüp mideye göre biraz daha fazla ve hızlı olabilir. Hastalar ilk 6 ayda fazla kilolarının %40-60’ını, 1-2 yıl sonunda ise fazla kilolarının ortalama %60-80’ini verebilirler. Uzun vadede bu oran %55-75 aralığında olabilir. Aynı örnekteki hasta (120 kg, 50 kg fazla kilo), ilk 1-2 yıl sonunda yaklaşık 30-40 kg verebilir.
Bu rakamlar ortalama değerlerdir ve bireysel sonuçlar farklılık gösterebilir. Kilo verme süreci genellikle ilk 12-18 ay boyunca en yoğundur ve sonrasında bir miktar kilo alımı yaşanabilir. Başarının devamlılığı için yaşam tarzı değişikliklerine sıkı sıkıya bağlı kalmak esastır.
Mide Balonu
Mide balonu, cerrahi olmayan, endoskopik bir yöntemdir. Endoskopi ile mideye yerleştirilip şişirilen bir balon sayesinde midede dolgunluk hissi yaratılır. Yöntem, genellikle ameliyat riski yüksek olan veya cerrahiye alternatif arayan hastalar için geçici bir kilo verme çözümü olarak uygulanır. Balon, belirli bir süre (6-12 ay) sonra yine endoskopi yöntemiyle çıkarılır. Endoskopik olmayan, yutulabilir mide balonları da hastanemizde bulunmaktadır.
Mide balonu ile toplam vücut ağırlığının yüzde 10 ila 15’i arasında bir kilo kaybı beklenir. Kilo verme durumu, bireysel faktörlere ve yaşam tarzına göre değişiklik gösterebilir.
Mide Botoksu
Mide botoksu, endoskopik olarak midenin belirli bölgelerine botulinum toksini enjekte edilmesi işlemidir. Bu sayede mide kaslarının kasılması yavaşlatılarak midenin boşalma süresi uzatılır ve daha uzun süre tokluk hissi sağlanır. Cerrahi bir yöntem değildir ve etkisi geçicidir. VKİ’si daha düşük olan ve cerrahi düşünmeyen hastalar için uygun bir seçenek olabilir.
Hastalar, mide botoksu ile 4 ila 6 ay içerisinde fazla kilolarının %10 ila %15'ini verebilirler. Verilecek kilo miktarı, bireysel faktörlere ve yaşam tarzına göre değişir.
Obezite Cerrahisi Nasıl Yapılır?
Obezite cerrahisi operasyonları, günümüzde çoğunlukla laparoskopik (kapalı) yöntemle gerçekleştirilir. Laparoskopik cerrahi, minimal invaziv bir uygulamadır ve geleneksel açık cerrahiye kıyasla hastalar için önemli avantajlar sunar. Bunlar; ameliyat sonrası daha az ağrı, daha hızlı iyileşme, daha kısa yatış süresi, daha küçük ve estetik yara izleri ve daha düşük enfeksiyon riskidir.
Obezite ameliyatları, genel anestezi altında, tam donanımlı ameliyathanelerde ve bu alanda deneyimli cerrahlar tarafından titizlikle uygulanır. "Obezite ameliyatı nasıl yapılır?" sorusuna şu sıralama ile yanıt verilebilir:
- Hazırlık ve Anestezi: Hasta ameliyathaneye alınır ve genel anestezi uygulanarak uyutulur.
- Küçük Kesilerin Yapılması: Karın bölgesine genellikle 3 ila 5 adet arasında, yaklaşık 0.5-1 cm boyutlarında küçük kesiler yapılır.
- Karbondioksit Gazı Verilmesi: Karın içinin daha net görüntülenebilmesi ve cerrahi aletlerin rahat hareket edebilmesi için karın boşluğuna karbondioksit gazı verilir. Bu gaz, ameliyat sonunda vücuttan uzaklaştırılır.
- Laparoskop ve Cerrahi Aletlerin Yerleştirilmesi: Yapılan kesilerden birinden laparoskop adı verilen, ucunda yüksek çözünürlüklü bir kamera bulunan ince bir tüp yerleştirilir. Bu kamera sayesinde ameliyat bölgesi ameliyathane ekranlarına yansıtılır. Diğer kesilerden ise operasyonu gerçekleştirmek için özel olarak tasarlanmış ince cerrahi aletler karın içine ilerletilir.
- Operasyonun Gerçekleştirilmesi: Cerrah, ekrandaki detaylı görüntüyü takip eder ve hassas cerrahi aletleri kullanarak planlanan obezite cerrahisi yöntemini (örneğin tüp mide veya gastrik bypass) gerçekleştirir. Mide küçültme veya bağırsak yeniden yönlendirme gibi işlemler bu aşamada yapılır.
- Kontrol ve Kapatma: Operasyon tamamlandıktan sonra, kanama ve kaçak olup olmadığı dikkatlice kontrol edilir. Ardından karbondioksit gazı boşaltılır, cerrahi aletler ve laparoskop çıkarılır. Küçük kesiler estetik dikişlerle kapatılır veya özel bantlarla örtülür.
Laparoskopik cerrahiye uygun olmayan bireyler için geleneksel açık cerrahi de önerilebilir.
Obezite Cerrahisi Süreci Nasıl İşler?
Obezite cerrahisi, sadece ameliyattan ibaret olmayan, öncesi ve sonrasıyla kapsamlı bir süreçtir. Bu süreçte hasta, doktor, diyetisyen ve psikologdan oluşan bir ekip tarafından yakından takip edilir.
Cerrahi Öncesi Süreç
Cerrahi öncesi süreç, hastanın ameliyata uygunluğunun değerlendirilmesi ve operasyona hazırlanması aşamalarını içerir. Bu dönemde:
- Detaylı Tıbbi Değerlendirme: Hastanın genel sağlık durumu, yandaş hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve alerjileri incelenir. Kan testleri, endoskopi, ultrasonografi gibi çeşitli tetkikler yapılır.
- Beslenme Danışmanlığı: Diyetisyen tarafından hastanın beslenme alışkanlıkları değerlendirilir ve ameliyat öncesi özel bir diyet programı planlanabilir.
- Psikolojik Değerlendirme: Hastanın ameliyata psikolojik olarak hazır olup olmadığı ve ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayıp sağlayamayacağı değerlendirilir.
- Anestezi Konsültasyonu: Anestezi uzmanı tarafından hastanın anesteziye uygunluğu kontrol edilir.
- Bilgilendirme ve Onam: Ameliyat süreci, olası riskler ve komplikasyonlar, ameliyat sonrası beklentiler hakkında hasta detaylı olarak bilgilendirilir ve onayı alınır.
Cerrahi Sonrası Süreç
Cerrahi sonrası süreç, hastanın iyileşmesi, yeni beslenme düzenine adapte olması ve uzun vadeli kilo kontrolünü sağlaması açısından kritik öneme sahiptir. Bu dönemde:
- Hastanede Takip: Ameliyat sonrası ilk birkaç gün hastanede yakın takip altında tutulur. Ağrı kontrolü sağlanır ve yavaş yavaş sıvı gıdalarla beslenmeye başlanır.
- Beslenme Programı: Diyetisyen tarafından ameliyat türüne özel, aşamalı bir beslenme programı oluşturulur. Sıvı, püre, yumuşak ve katı gıdalara geçiş süreci planlanır. Porsiyon kontrolü ve sağlıklı besin seçimi öğretilir.
- Vitamin ve Mineral Takviyeleri: Özellikle emilim azaltıcı ameliyatlardan sonra ömür boyu vitamin ve mineral takviyesi gerekebilir. Bu takviyeler doktor ve diyetisyen kontrolünde düzenlenir.
- Fiziksel Aktivite: İyileşme sürecine paralel olarak, düzenli fiziksel aktivite programı önerilir. Egzersiz, kilo vermeyi destekler ve genel sağlık durumunu iyileştirir.
- Düzenli Kontroller: Ameliyat sonrası belirli aralıklarla doktor, diyetisyen ve gerekirse psikolog kontrolleri devam eder. Bu kontrollerde hastanın kilo kaybı, beslenme durumu, vitamin düzeyleri ve genel sağlık durumu takip edilir.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Kalıcı kilo kaybı ve sağlıklı bir yaşam için beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının kalıcı olarak değiştirilmesi hedeflenir.
Obezite Cerrahisi Riskleri Nelerdir?
Her cerrahi işlemde olduğu gibi obezite cerrahisinin de bazı riskleri ve olası komplikasyonları bulunmaktadır. Bu riskler ameliyat türüne, hastanın genel sağlık durumuna ve cerrahi ekibin deneyimine göre değişiklik gösterebilir. Olası riskler arasında şunlar sayılabilir:
- Anesteziye Bağlı Riskler: Her genel anestezi uygulamasında görülebilen risklerdir.
- Enfeksiyon: Ameliyat bölgesinde veya karın içinde enfeksiyon gelişebilir.
- Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir.
- Kaçak (Sızıntı): Mide veya bağırsak bağlantı hatlarından sızıntı olabilir. Bu durum ciddi bir komplikasyondur ve ek müdahale gerektirebilir.
- Darlık (Stenoz): Mide veya bağırsak geçişlerinde daralma meydana gelebilir.
Fıtık: Kesi yerlerinde karın fıtığı gelişebilir. - Safra Taşı Oluşumu: Hızlı kilo kaybı sonrası safra taşı oluşma riski artabilir.
- Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Özellikle emilim azaltıcı ameliyatlardan sonra demir, B12 vitamini, kalsiyum, D vitamini gibi önemli vitamin ve minerallerin eksikliği görülebilir.
- Dumping Sendromu: Özellikle gastrik bypass sonrası, şekerli ve yağlı gıdaların hızlı tüketilmesiyle bulantı, kusma, ishal, çarpıntı gibi belirtilerle karakterize bir durumdur.
- Psikolojik Sorunlar: Vücut imajındaki değişiklikler ve yeme alışkanlıklarındaki zorunlu değişimler bazı hastalarda adaptasyon sorunlarına yol açabilir.
Ameliyat öncesi detaylı bilgilendirme sırasında doktorunuz riskler ve komplikasyonlar hakkında daha ayrıntılı bilgi verecektir. Unutmayın ki, deneyimli bir ekip tarafından uygun şartlarda yapılan obezite ameliyatı, obezitenin getirdiği sağlık sorunlarından çok daha güvenlidir.
Sık Sorulan Sorular
Obezite Nedir?
Obezite, vücutta sağlığı olumsuz etkileyecek düzeyde aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan kronik bir hastalıktır. En yaygın kullanılan ölçütlerden biri Vücut Kitle İndeksi (VKİ)'dir. VKİ, kişinin kilogram cinsinden ağırlığının, metre cinsinden boyunun karesine bölünmesiyle hesaplanır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre VKİ'si 30'un üzerinde olan bireyler obez, 40'ın üzerinde olan bireyler ise morbid obezdir.
Obezite Cerrahisi Sonrası Kaç kilo Veririm?
Kilo kaybı miktarı; uygulanan cerrahi yönteme, hastanın ameliyat öncesi kilosuna, yaşına, cinsiyetine, yandaş hastalıklarına ve en önemlisi ameliyat sonrası diyet ve egzersiz programına uyumuna göre değişiklik gösterir. Genellikle ilk 1-2 yıl içinde fazla kilonun %50-80’i verilebilir.
Ameliyat Sonrası Tekrar Kilo Alır mıyım?
Obezite ameliyatı kalıcı bir çözüm sunsa da, ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlanmazsa (sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam) tekrar kilo alımı mümkündür. Bu nedenle düzenli takip ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi çok önemlidir.
Ameliyat Sonrası Ne Zaman Normal Hayatıma Dönebilirim?
İyileşme süreci kişiden kişiye ve uygulanan yönteme göre değişir. Laparoskopik cerrahi sonrası hastalar genellikle birkaç gün içinde taburcu olur ve 2-4 hafta içinde günlük aktivitelerine dönebilirler. Ağır fiziksel aktivitelere başlamak için doktorunuzun onayını almanız gerekir.
Ameliyat Sonrası Yara İzi Kalır mı?
Laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan ameliyatlarda, genellikle 3-5 adet, çok küçük (yaklaşık 0.5-1 cm) kesi izi kalır. Bu izler, ameliyat sonrasında kullanılan yara bakım ürünleri sayesinde zamanla solarak belirsizleşir.
Obezite Cerrahisi SGK Kapsamında mı?
Tüp mide ve gastrik bypass gibi obezite ameliyatlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) veya devlet tarafından karşılanması belirli şartlara bağlıdır. Vücut kitle indeksinin (VKİ) belirli bir seviyenin üzerinde otlması ve hastanın belirli bir süre diyet ve egzersiz gibi diğer yöntemlerle kilo verememiş olması gibi kriterler bulunmaktadır. Bu konuda güncel bilgi ve detaylar için 444 8 276'yı arayarak hastanemizle iletişime geçebilirsiniz.
Ameliyat Sonrası Beslenme Nasıl Olmalı?
Ameliyat sonrası beslenme, diyetisyeniniz tarafından size özel olarak planlanacak aşamalı bir programdır:
- Sıvı Dönem: Ameliyattan hemen sonraki ilk birkaç hafta berrak sıvılar ve ardından tam sıvılar (protein içecekleri, çorbalar, kompostolar) tüketilir.
- Püre Dönem: Daha sonra yumuşak, püre kıvamındaki gıdalara geçilir.
- Yumuşak Katı Dönem: Yavaş yavaş iyi pişmiş, yumuşak katı gıdalar denenmeye başlanır.
- Normal Katı Dönem: Zamanla normal kıvamdaki sağlıklı gıdalara geçiş yapılır.
Obezite Ameliyatı Sonrası Vitamin ve Mineral Kullanmalı mıyım?
Gastrik bypass gibi emilim azaltıcı ameliyatlardan sonra ömür boyu, tüp mide ameliyatı sonrası ise belirli bir süre veya kalıcı olarak vitamin ve mineral takviyesi kullanmanız gerekebilir. Ameliyat sonrası değişen mide ve bağırsak yapınız nedeniyle bazı besinlerin emilimi azalabilir. D vitamini, demir, B12 gibi vitamin ve minerallerin eksikliğinin önüne geçmek için doktorunuzun ve diyetisyeninizin önerdiği demir takviyeleri düzenli olarak kullanmanız çok önemlidir.
Ameliyat Sonrası Ne Zaman Egzersiz Yapmaya Başlayabilirim?
İyileşme sürecinize paralel olarak, doktorunuzun onayıyla hafif yürüyüşlere genellikle ameliyattan birkaç gün sonra başlayabilirsiniz. Daha yoğun egzersizlere başlamak için genellikle 4-6 hafta beklemeniz ve doktorunuzdan onay almanız gerekir. Başlangıçta düşük tempoda başlayıp zamanla süreyi ve yoğunluğu artırmanız önemlidir.
Detaylı Bilgi ve Randevu
Obezite Cerrahisi hakkında detaylı bilgi almak için 444 8 276 'dan bize ulaşabilirsiniz.