Çocuk Kardiyolojisi

Çocuk kardiyolojisi, anne karnındaki bebeklerin kalp gelişiminden başlayarak 18 yaşına kadar olan tüm çocuk ve ergenlerde görülen doğuştan (konjenital) veya sonradan (edinsel) gelişen kalp ve damar hastalıklarının tanı, tedavi ve takibini üstlenen kritik bir tıbbi uzmanlık alanıdır. 

Çocuk Kardiyolojisi İlgi Alanları Nelerdir?

Bu uzmanlık alanının ilgi alanları oldukça geniştir. Doğuştan gelen yapısal bozukluklar arasında kalp delikleri (atriyal septal defekt - ASD, ventriküler septal defekt - VSD), Fallot tetralojisi ve kalp kapak hastalıkları gibi durumlar yer almaktadır. Edinilmiş kalp hastalıkları ise ritim bozuklukları, kalp üfürümleri, kalp yetmezliği, kardiyomiyopatiler (kalp kası hastalıkları), pulmoner hipertansiyon, Kawasaki hastalığı ve romatizmal kalp hastalığı gibi çeşitli durumları içermektedir. Çocuk kardiyolojisi, bu hastalıkların teşhisinden tedavisine ve uzun süreli takibine kadar uzanan kesintisiz bir bakım modeli sunar. Fetal ekokardiyografi ile erken tanı imkanı ve uzmanların hastaların uzun dönem takibini yapma görevi , bu disiplinin yaşam boyu süren bir sağlık yönetimi anlayışını benimsediğini ortaya koymaktadır.  

Çocuklarda Görülen Kalp Hastalıkları Nelerdir?

Çocukluk çağında görülen kalp hastalıkları temel olarak üç ana gruba ayrılmaktadır: doğuştan (konjenital) kalp hastalıkları, edinsel (sonradan kazanılan) kalp hastalıkları ve kalp ritim bozuklukları. Bu hastalıklar, sadece kalple sınırlı kalmayıp, çocuğun genel sağlığı ve gelişimi üzerinde önemli etkiler bırakabilmektedir. Örneğin, kalp hastalıkları olan bebekler yeterli beslenemediği için kilo almakta zorlanabilir ve büyüme geriliği yaşayabilir. Ayrıca, sık akciğer enfeksiyonlarına yakalanma riski de artabilir.  

Doğuştan Kalp Hastalıkları (Konjenital)

Doğuştan kalp hastalıkları, bebeğin anne karnındaki gelişim sürecinde ortaya çıkan yapısal bozuklukları ifade eder ve çocukluk çağında en sık görülen kalp hastalıkları grubunu oluşturur. Bu anomaliler, kalbin odacıklarında, kapakçıklarında veya büyük damarlarında meydana gelebilir. Çocuklardaki kalp hastalıklarının seyri statik değildir; fetal dönemden başlayarak çocukluk ve ergenlik boyunca önemli ölçüde değişebilir ve ilerleyebilir. Örneğin, bazı doğuştan kalp defektleri (küçük VSD'ler) kendiliğinden kapanabilir ve Patent Duktus Arteriyozus (PDA) doğumdan sonra doğal olarak kapanması gereken bir damardır.  

Siyanotik Olmayan Kalp Hastalıkları

Bu hastalık grubunda, kalpte bir delik, damar veya kapakçıklarda darlık ya da bozukluklar bulunmasına rağmen, kirli kan vücut dolaşımına geçmediği için belirgin bir morarma (siyanoz) görülmez. Genellikle kalp yetersizliği bulguları ön plandadır.  

  • Atriyal Septal Defekt (ASD): Kalbin üst odacıkları (kulakçıklar) arasındaki duvarda bir açıklıktır. Küçük ASD'lerin yaklaşık %40'ı yetişkinliğe kadar kendiliğinden kapanabilir.  
  • Ventriküler Septal Defekt (VSD): Kalbin alt odacıkları (karıncıklar) arasındaki duvarda bir deliktir. Küçük VSD'lerin %50-60'ı 5 yaşına kadar kendiliğinden kapanma eğilimindedir.  
  • Patent Duktus Arteriyozus (PDA): Doğumdan sonra kapanması gereken, aort ile pulmoner arter arasındaki damar bağlantısının açık kalması durumudur.  

Siyanotik Kalp Hastalıkları

Bu gruptaki hastalıklarda, kalpteki yapısal bozukluklar nedeniyle kirli kan temiz kana karışarak vücuda gönderilir. Bu durum, ciltte ve mukozalarda mavimsi renk değişikliği (siyanoz) olarak kendini gösterir.  

  • Fallot Tetralojisi (TOF): Halk arasında "mavi bebek hastalığı" olarak bilinen bu durum, dört farklı kalp kusurunun birleştiği kompleks bir konjenital kalp hastalığıdır: ventriküler septal defekt (VSD), pulmoner kapak darlığı (stenoz), ata binen aort ve sağ karıncık hipertrofisi (kalınlaşması).  
  • Büyük Arterlerin Transpozisyonu (TGA): Kalpten çıkan ana atardamarların (aort ve pulmoner arter) yer değiştirmesi durumudur. Bu durum acil müdahale gerektiren yaşamı tehdit edici bir durumdur.  
  • Hipoplastik Sol Kalp Sendromu (HLHS): Kalbin sol tarafının yetersiz gelişmesiyle karakterize, ciddi bir doğuştan kalp hastalığıdır.  

Kalp Kapak ve Damar Darlıkları

Kalp kapak ve damarlarındaki darlıklar, kalbin kanı pompalamasını zorlaştırarak çeşitli sorunlara yol açabilir.

  • Aort Darlığı (Aortic Stenoz): Aort kapağının daralmasıdır.  
  • Pulmoner Stenoz (Pulmoner Darlık): Akciğer atardamarına giden kapakta darlık olmasıdır.  
  • Aort Koarktasyonu (AoCoA): Aort damarının genellikle kafa ve kollara giden damarlar çıktıktan hemen sonra daralmasıdır.  

Edinilmiş (Sonradan Gelişen) Kalp Hastalıkları

Çocukluk çağı kalp hastalıklarının bir diğer önemli grubunu, doğuştan olmayan, sonradan kazanılan durumlar oluşturur.  

  • Romatizmal Kalp Hastalığı: A grubu streptokok bakterisinin neden olduğu romatizmal ateş sonrası gelişen bir kalp hasarıdır. Özellikle kalp kapaklarını etkiler.  
  • Kawasaki Hastalığı: Çocuklarda görülen, ateş ve vücutta döküntülerle seyreden, mukokutanöz lenf nodu sendromu olarak da bilinen bir hastalıktır. Kalp damarlarını, özellikle koroner arterleri etkileyebilir. 
  • Kardiyomiyopatiler (Kalp Kası Hastalıkları): Kalp kasının yapısal ve işlevsel bozukluklarıdır ve kalbin pompalama yeteneğini olumsuz etkileyebilir.  
     Dilate (Konjestif) Kardiyomiyopati: En sık görülen kardiyomiyopati tipidir. Kalbin kasılma işlevi bozulmuştur.  
     Hipertrofik Kardiyomiyopati: Kalbin karıncık kaslarında kalınlaşma ile karakterizedir.  
     Restriktif Kardiyomiyopati: Karıncık duvarları aşırı sertleştiği için gevşemesi kısıtlanmıştır.  
  • Kalp Enfeksiyonları:
     Enfektif Endokardit: Kalbin en iç dokusunun ve kapakçıklarının iltihaplanmasıdır.  
     Miyokardit: Kalp kasının iltihaplanmasıdır. En sık nedeni virüslerdir.  
     Perikardit: Kalbin etrafındaki zarın iltihabıdır.  
  • Çocukluk Çağı Hipertansiyonu: Kan basıncının normalden yüksek olması durumudur ve çocuklarda da görülebilir.  

Kalp Ritim Bozuklukları (Aritmiler)

Kalp ritim bozuklukları, kalbin normal ritmi dışında atması durumudur ve genel olarak "aritmi" olarak adlandırılır. Bu bozukluklar, kalbin elektriksel ileti sistemindeki aksaklıklardan kaynaklanır ve doğuştan kalp hastalıklarında görülebileceği gibi, yapısal olarak tamamen normal bir kalpte de ortaya çıkabilir. Aritmilerin belirtileri çocuklarda göğüs ağrısı, nefes alamama hissi, çarpıntı, çabuk yorulma, fenalaşma hissi, gözlerde kararma, baş dönmesi, bayılma (özellikle spor sırasında) ve nöbet atakları şeklinde görülebilir.  

Ritim bozukluklarının başlıca türleri şunlardır:

  • Taşikardi: Kalp atış hızının normalden çok hızlı olması durumudur.  
  • Bradikardi: Kalp atış hızının normalden çok yavaş olması durumudur.  
  • Diğer türler arasında erken atımlar (ekstrasistol), kalpte duraklama, blok (örneğin 3. derece AV blok), supraventriküler taşikardiler (SVT), Wolf-Parkinson-White sendromu (WPW), ventriküler taşikardiler (VT) ve uzun QT sendromu (LQTS) bulunmaktadır.  

Çocuklarda Kalp Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda kalp hastalıkları, ebeveynler ve sağlık profesyonelleri tarafından dikkatle takip edilmesi gereken çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Bu belirtiler arasında en sık görülenler nefes darlığı ve çabuk yorulmadır; bu durum özellikle emzirme veya fiziksel aktivite sırasında belirginleşebilir. Ciltte ve mukozalarda, özellikle dudaklarda, el ve ayak parmak uçlarında görülen mavimsi renk değişikliği (siyanoz) ve ağlarken bu morarmanın artması da önemli bir uyarı işaretidir.  

Diğer önemli belirtiler arasında çarpıntı ve kalp atışlarında düzensizlikler , bayılma (senkop) ve baş dönmesi, özellikle spor veya efor sırasında meydana gelenler sayılabilir. Kalp hastalıkları, bebeklerde ve çocuklarda büyüme geriliği ve kilo alamama veya yetersiz beslenme gibi gelişimsel sorunlara da yol açabilir. Sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve vücutta (bacaklar, karın, göz çevresi) şişlik (ödem) de kalp sorunlarının göstergesi olabilir. Aşırı terleme , açıklanamayan epilepsi veya ateşli boğaz enfeksiyonu sonrasında dizlerde gelişen ağrı ve şişlik (romatizmal ateşin bir belirtisi) de dikkate alınmalıdır. Çocuklarda görülen göğüs ağrılarının çoğu iyi huylu olsa da, kalbe bağlı nedenler nadir ancak potansiyel olarak tehlikeli olabilir (%1-4).  

Ne Zaman Uzmana Başvurulmalı?

Yukarıda belirtilen herhangi bir belirtinin fark edilmesi durumunda, vakit kaybetmeden bir çocuk kardiyoloji uzmanına başvurulması büyük önem taşır. Ayrıca, belirli durumlar proaktif bir uzman değerlendirmesini gerekli kılmaktadır:  

  • Ailede kalp hastalığı öyküsü bulunması: Genetik yatkınlık nedeniyle risk altındaki çocukların erken dönemde değerlendirilmesi önemlidir.  
  • Düzenli kontroller: Özellikle bilinen bir kalp hastalığı varsa, çocuğun düzenli olarak çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından takip edilmesi gerekmektedir.  
  • Spor öncesi değerlendirme: Spor yapacak çocukların kalp sağlığı açısından değerlendirilmesi, olası risklerin önüne geçmek için kritik bir adımdır.  
  • Başka bir hastalık nedeniyle takip edilen çocuklarda kalp tutulumu şüphesi: Bazı sistemik hastalıklar kalbi etkileyebileceğinden, bu durumlarda kardiyolojik değerlendirme yapılmalıdır.  

Anne karnındaki bebekte kalp problemi şüphesi olduğunda (fetal ekokardiyografi için) gebelerin çocuk kardiyoloji uzmanına yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumlar arasında anne veya babada doğuştan kalp hastalığı öyküsü, annede diyabet veya kollajen doku hastalığı, önceki gebelikte doğuştan kalp hastalıklı bebek doğurma, bebekte sindirim sistemi, böbrek, beyin gibi herhangi bir anormalliğin saptanması, bebeğin suyunun az veya fazla olması, bebeğin kalp atımlarının düzensiz olması ve çoklu gebelikler yer almaktadır.  

Çocuk Kardiyolojisinde Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Çocuk kardiyolojisinde doğru tanı, etkili tedavi planlamasının temelini oluşturur. Bu süreç, çeşitli modern tanı yöntemlerinin bir kombinasyonunu içerir.

Detaylı Öykü ve Fiziksel Muayene

Çocuk kardiyoloji muayenesi, çocuğun genel sağlık durumu ve kalp fonksiyonlarının detaylı bir şekilde değerlendirilmesiyle başlar. Bu ilk adım, ebeveynlerden çocuğun sağlık geçmişi, semptomları ve ailedeki kalp hastalığı öyküsü hakkında kapsamlı bilgi alınmasını (detaylı öykü alma) içerir. Ardından, fiziksel muayene yapılır; bu muayenede kalp sesleri dinlenir, nabız kontrol edilir, kan basıncı ölçülür ve çocuğun boy-kilo ölçümleri alınarak genel gelişim durumu değerlendirilir.  

Elektrokardiyografi (EKG)

Elektrokardiyografi (EKG), kalbin elektriksel aktivitesini ölçerek ritim bozukluklarını tespit eden non-invaziv bir testtir. Kalp kasının elektriksel uyarılarını kaydederek, aritmi, çarpıntı ve diğer ritim sorunlarının tanısında önemli bir rol oynar.  

Ekokardiyografi (EKO) ve Fetal Ekokardiyografi

Ekokardiyografi (EKO), çocuk kardiyolojisinde tanısal sürecin temel taşıdır. Ultrason dalgaları kullanarak kalbin yapısını (odacıklar, kapakçıklar, damarlar, boyut) ve fonksiyonlarını (pompalama gücü, kan akışı) değerlendiren, radyasyon içermeyen ve ağrısız bir görüntüleme yöntemidir. EKO, kalp deliği, kapak hastalıkları, kardiyomiyopati, kalp büyümesi, kalp zarı sıvıları ve tümörler gibi birçok durumun teşhisinde kullanılır.  

Farklı EKO çeşitleri, spesifik klinik ihtiyaçlara göre uyarlanmıştır:

  • Transtorasik Ekokardiyografi: En yaygın kullanılan EKO türüdür. Ses dalgaları göğüs duvarı üzerinden gönderilerek kalbin dört odası, dört kapakçığı ve yakınındaki damarlar görüntülenir.  
  • Transözofageal Ekokardiyografi (TEE): Ağızdan yemek borusuna indirilen ince bir prob ile kalbin arka komşuluğuna erişilerek daha net ve ayrıntılı görüntüler elde edilir.  
  • Stres Ekokardiyografi: Kalbin fiziksel aktivite veya ilaçla zorlanması sırasında performansını değerlendirir.  
  • Renkli Doppler Ekokardiyografi: Kan akışındaki sorunları ve basınçları renkli görüntülerle gösterir.  
  • 3 Boyutlu Ekokardiyografi: Kalbin birden fazla açıdan görüntüsünü sağlayarak özellikle kalp kapakçığı ameliyatları öncesi ve çocuklarda karmaşık kalp rahatsızlıklarının belirlenmesinde kullanılır.  
  • Fetal Ekokardiyografi: Anne karnındaki bebekte doğuştan kalp hastalıklarını erken teşhis etmek için kullanılan özel bir EKO türüdür. Genellikle gebeliğin 18-24. haftaları arasında yapılır ve doğum öncesinde tedavi planlamasına olanak tanır.  

Holter Monitorizasyonu

Holter monitorizasyonu, hastanın 24-48 saat boyunca kalp ritminin sürekli olarak kaydedilmesini sağlayan bir testtir. Bu yöntem, günlük aktiviteler sırasında gelişen geçici veya aralıklı ritim bozukluklarının saptanmasına yardımcı olur.  

Kalp Kateterizasyonu ve Anjiyografi

  • Kalp Kateterizasyonu: İnce bir kateter yardımıyla kalp ve damarların içine girilerek kalpteki basınç ölçümleri, oksijen doygunlukları ve detaylı görüntüleme yapılmasını sağlayan invaziv bir tanı yöntemidir.  
  • Anjiyografi: Kalp kateterizasyonu sırasında kontrast madde verilerek damar tıkanıklıkları ve doğuştan kalp hastalıklarının anatomik detaylarının belirlenmesinde kullanılan bir görüntüleme yöntemidir.  

Diğer Görüntüleme ve Laboratuvar Testleri

EKO'nun merkezi rolüne rağmen, EKG, Holter monitörizasyonu, kalp kateterizasyonu, anjiyografi, röntgen ve efor testi gibi diğer tanı yöntemleri de rutin olarak kullanılmaktadır.  

Röntgen (Akciğer Grafisi): Kalbin boyutunu ve akciğerlerdeki kanlanmayı değerlendirmek için kullanılır.  
Efor Testi: Kalbin fiziksel aktivite sırasındaki performansını değerlendirir.  
Laboratuvar Testleri: Gerekli durumlarda kan testleri gibi laboratuvar incelemeleri de yapılır.  

Çocuklarda Kalp Hastalıklarının Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

İzlem ve İlaç Tedavileri

Bazı hafif kalp problemleri yalnızca düzenli izlemle takip edilir; zamanla kendiliğinden düzelebilir. Ancak bazı durumlarda ilaç tedavisi gerekebilir. Kalp ritmini düzenleyen, kalp yetersizliğini kontrol altına alan veya tansiyonu dengeleyen ilaçlar, çocuğun semptomlarını hafifletmeye ve genel yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur.

Girişimsel ve Cerrahi Tedavi Yöntemleri

Hastalığın şiddetine bağlı olarak daha ileri tedavi yöntemleri gerekebilir. Girişimsel kardiyoloji yöntemleri, kateterle yapılan ve genellikle kesi gerektirmeyen işlemleri kapsar. Kalpteki deliklerin kapatılması veya daralmış damarların genişletilmesi bu yöntemle sağlanabilir. Kalp cerrahisi ise daha karmaşık yapısal bozukluklarda uygulanır ve özel donanıma sahip merkezlerde çocuk kalp cerrahları tarafından gerçekleştirilir.

Takip ve Yaşam Tarzı Desteği

Tedavi süreci sadece tıbbi müdahaleyle sınırlı değildir. Ailenin bilinçli olması, düzenli doktor kontrolleri, dengeli beslenme ve fiziksel aktivitelerin uygun şekilde planlanması da sürecin önemli bir parçasıdır. Erken tanı, uygun tedaviyle birleştiğinde çocukların çoğu sağlıklı bir yaşam sürebilir.

Bölüm Doktorları
Uzm. Dr. İsmail BALABAN
Uzm. Dr. İsmail BALABAN