Göz Sağlığı ve Hastalıkları
Gözlerimiz dış dünyayı görmemizi ve algılamamızı sağlayan en önemli duyu organımızdır. Çeşitli hastalıklar sonucu gözün farklı bölümlerinde oluşan bozukluklar görme kalitesini azaltır hatta körlüğe neden olabilir. Hastalıkların erken tanı ve doğru tedavisi çok önemlidir.
Gözlerimiz dış dünyayı görmemizi ve algılamamızı sağlayan en önemli duyu organımızdır. Çeşitli hastalıklar sonucu gözün farklı bölümlerinde oluşan bozukluklar görme kalitesini azaltır hatta körlüğe neden olabilir. Hastalıkların erken tanı ve doğru tedavisi çok önemlidir.
Göz muayenesinde kullanılan cihazlar birçok hastalığın kolayca tanınmasını sağlamaktadır. Bu sebeple Biruni Üniversite Hastanesi’nde göz muayenesi; deneyimli uzman kadrosu tarafından en ileri tetkik cihazları kullanılarak titizlikle gerçekleştirilir.
Göz Hastalıkları
Sarı Nokta Hastalığı
Gözün net görmeden sorumlu olan kısmına “makula lutea” yani “sarı nokta” denir. Retinanın bu kısmı içerdiği sarı pigmentlerden dolayı “sarı nokta” olarak adlandırılmıştır. Yaşla birlikte bazı kişilerde makula (sarı nokta) bölgesindeki hücrelerde hasar oluşmaya başlar. Bu hasar yaşa bağlı makula dejenerasyonu olarak adlandırılır. Halk arasında ise yaşa bağlı sarı nokta hastalığı veya kısaca sarı nokta hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Sarı nokta hastalığının kuru tip ve yaş tip olmak üzere iki tipi bulunmaktadır. Yaş tip retina kanamaları, retina altında ve için sıvı birikimleri ile birlikte hastalığın hızlı ilerleyen formudur.
Sarı nokta hastalığı 55 yaş üstündeki bireyleri etkilemektedir. Yaş arttıkça sarı nokta hastalığına yakalanma oranı artmaktadır.
Sarı Nokta Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Sarı nokta hastalığı başlangıç aşamasında belirti vermez. İlerleyen dönemlerde eğik görme, kırık görme, okuma güçlüğü, merkezi görme kaybı ve karanlık leke görme gibi şikayetler gelişir. Hastalık tedavi edilmezse görme yasal körlük sınırının altına inebilir.
Hastalığında tespitinde ilk basamak olarak damlalı retina muayenesi ve göz tomografisi olarak bilinen optik koherens tomografi kullanılır.
Ayrıca takibe alınan hastalara evde kendilerini kontrol edebilmeleri için kareli kağıt testi olarak bilinen “Amsler Grid” kağıtları verilir.
Sarı Nokta Hastalığının Tedavisi Nasıldır?
Kuru tip sarı nokta hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığın ilerleyişini durdurmak için çeşitli vitaminler kullanılır. Yaş tip sarı nokta hastalığı için ise göz içi iğne tedavileri uygulanır. Göz içi iğne tedavileri devamlılık arz eden tedavilerdir. Bir ya da iki iğneyle bu hastalık ortadan kalkmaz. Hastalar ömür boyu bu hastalık için takiplere gelmeli ve uygun görüldükçe de göz içi iğne tedavileri tekrar edilmelidir. Her hastanın bu tedavilere cevabı aynı değildir. Hastanesinde yaş tip sarı nokta hastalığı – makula dejenerasyonu için bireyselleştirilmiş göz içi iğne tedavisi uygulamaktadır. Bireyselleştirilmiş sarı nokta hastalığı tedavisinde aylık olarak yapılan ilk 3 iğne ile hastanın iğneye cevabı belirlenir. Bu cevaba göre aralıklar giderek açılmaya çalışılır ve o hasta için en uygun tedavi aralığı saptanır. Böylelikle en az sayıda iğne ile hastalığın ilerlemesi engellenebilir. Ayrıca hastaların kendilerine iğne uygulanacak tarihi önceden bilmeleri tedaviye cevabı da arttırır.
Şeker hastalığına bağlı retina bozukluğu
Diyabeti olan tüm hastaların yıllık olarak retina taraması yaptırması çok önemlidir. Erken teşhis ve doğru tedavi ile önlenebilen körlük nedenleri arasında ön sıralardadır. Tedavide laser, göze ilaç enjeksiyonu veya ameliyat gerekebilir.
Retina damar tıkanıklığı
Özellikle hipertansiyonu ve şeker hastalığı olanlarda görülür. Görme merkezini etkilerse görmede azalma şikayetine neden olur. Tedavide laser ve göze ilaç enjeksiyonu yapılır.
Retina dekolmanı ve yırtıklar
Hasta şimşek çakması, görmede azalma veya gölgelenme ve uçuşan sinekler görme şikayeti ile başvurur. Retinada yırtık varsa ve erken yakalanmışsa laser tedavisi yeterli olabilmektedir. Retina tabakalarında ayrışma (dekolman) varsa ameliyat gerekebilir.
Bu yaygın hastalıklar dışında doğumsal anomaliler, tümörler, makula deliği ve travmalar da retina tabakasına zarar verebilen diğer hastalıklardır.
Glokom
Glokom, göz içi sıvısının iyi boşalamaması nedeniyle göz içi basıncın yükselmesi ve görme sinirinin hasar görmesidir. Her yaşta görülebilir fakat 40 yaşından sonra sıklığı artar. Sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Genellikle hiçbir belirti vermez. İlerleyip merkezi görmeyi etkileyene kadar farkedilmeyebilir. Glokoma bağlı görme kaybı düzeltilemez. Dolayısıyla düzenli olarak göz tansiyonu kontrolleri yapılmalıdır. Erken safhada teşhis edilirse görme kaybı yavaşlatılabilir hatta önlenebilir. Özellikle ailesinde göz tansiyonu olan kişilerin 40 yaşından 50 yaşına kadar 2 yılda bir,50 yaşından sonra ise her yıl göz tansiyonu ölçümlerini yaptırması önerilmektedir.
Ailede glokom öyküsü dışında göz tansiyonu açısından risk altında olan kişiler uzun süre kortizon kullananlar, yüksek hipermetropisi veya myopisi olanlar, diyabet hastaları ve retina hastalığı olanlardır. Tedavide çoğu zaman damlalar yeterlidir. Bu damlaların uzun süre, çoğu zaman ömür boyu kullanılması gerekmektedir. Diğer tedavi seçenekleri laser ve ameliyattır.
Kornea hastalıkları
Kornea, gözün ön kısmında yer alan, görüntünün ağ tabaka üzerinde odaklanmasını sağlayan ve gözü koruyan saydam tabakadır. Korneanın ön yüzeyi gözün temel kırıcı bileşenidir (diğer kırıcı bileşen mercektir).Bu tabakayı tutan hastalıklar sonucunda saydamlığı bozulursa görme azalır. Sık görülen kornea hastalıkları şunlardır:
Keratit: Enfeksiyon veya başka etkenler sonucu korneanın iltihaplanmasına verilen genel addır. Erken teşhis ve tedavisi önemlidir.
Keratokonus: Korneanın ilerleyici olarak incelmesi ve dikleşmesidir. Hastalık genellikle ergenlik döneminde başlar ve yaklaşık 40 yaşına kadar ilerler. Tedavide cross-link, sert kontakt lensler, korneaya halka yerleştirilmesi veya kornea nakli gerekebilir.
Kuru göz: Hastalar batma, yanma, kızarıklık, ara ara bulanık görme, gözlerde yorgunluk hissi, veya kontakt lens kullanımında zorluk şikayeti ile başvururlar. Gözyaşı tabakasının yetersiz veya kalitesiz olması veya fazla buharlaşması sonucunda kornea yüzeyinde kuru bölgeler oluşur. Hayat kalitesini düşüren bu hastalıkta damla tedavisi hastayı genellikle rahatlatır.
Ailede glokom öyküsü dışında göz tansiyonu açısından risk altında olan kişiler uzun süre kortizon kullananlar, yüksek hipermetropisi veya myopisi olanlar, diyabet hastaları ve retina hastalığı olanlardır. Tedavide çoğu zaman damlalar yeterlidir. Bu damlaların uzun süre, çoğu zaman ömür boyu kullanılması gerekmektedir. Diğer tedavi seçenekleri laser ve ameliyattır.
Üveit
Göz küresini saran tabakalardan biri olan üvea, en dış kısımdaki sklera (gözün beyaz duvarı) ve retina (ağtabaka) arasında bulunur ve gözün damarlarının büyük kısmı bu tabakadadır. Üveit bu tabakada çeşitli nedenlerle oluşan iltihaplanmadır. Birçok nedeni vardır. Enfeksiyonlara bağlı oluşabileceği gibi romatizmal hastalıkların seyrinde de oluşabilir. Bir veya her iki gözü etkileyebilir. Birden fazla atakla seyredebilir. Belirtileri şunlardır:
- Bulanık görme
- Uçuşan sinekler, noktalar görme
- Gözde ağrı
- Kızarıklık
- Işığa karşı hassasiyet
Hastalığın erken teşhis edilmesi, üveite bağlı ikincil sorunlardan kaçınmak açısından önemlidir. Tedavide damlalar kullanılır. Uzun süren ve çok sayıda üveit atağı geçiren kişilerde katarakt, göz tansiyonu, retina ve kornea problemleri gelişebilir ve ek tedaviler ve cerrahi işlemler gerekebilir.
Katarakt
Katarakt göz bebeğinin arkasında bulunan göz merceğinin zamanla şeffaflığını yitirerek hastanın bulanık görmesine sebep olan, sıklıkla orta yaş ve üzerinde görülen bir göz hastalığıdır.
Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır. Bu matlaşma sonucunda görme kalitesi azalır, renkler soluklaşır ve ışığa karşı hassasiyet gelişebilir. Katarakt daha çok orta ve ileri yaşlarda görülmesine rağmen, yenidoğan bebeklerde, travma sonrası, üveit hastalığı olanlarda ve uzun süre kortizon kullanan insanlarda da görülebilir.
Kataraktın erişkinlerdeki en önemli nedeni yaşlanmayla birlikte lensin içinde meydana gelen değişikliklerdir. Çocuklarda ise katarakt oluşumunda metabolik hastalıklar, akraba evliliği, anne karnında geçirilen hastalıklar, gebelikte ilaç kullanımı, mikrobik durumlar ve yaralanmalar etkili olur. Ayrıca göz travmaları, şeker hastalığı, göz içi iltihabı (üveit), böbrek hastalığı, glokom, yüksek kan basıncı ( hipertansiyon) ve uzun süre kortizonlu ilaç kullanımı katarakt oluşmasına neden olan durumlardır.
Kataraktın Belirtileri Nelerdir?
Zaman içerisinde görmenin azalması
Çift görme
Okumada zorluk çekme
Renklerde solma ve sararma
Gece görüşünde bozulma
Işık hassasiyeti (göz kamaşması)
Katarakt Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Katarakt gözde zamanla ilerleyen ve ilerlemesi durdurulamayan bir göz hastalığıdır. Tek tedavisi ameliyattır. Gözlük veya ilaçla tedavi edilemez. Son yıllarda uygulanan en güncel ve yeni tedavi akıllı lens (Trifokal lens) uygulamalarıdır.
Kataraktın ilaçla tedavisi ve ilerlemesini engellemek için yapılabilecek bir tedavi yoktur.
Katarakt cerrahisi göze 2-3 mm’lik mikro kesiler aracılığıyla girilerek, saydamlığını yitirmiş olan lensin, yapay lens ile değiştirilerek hastanın görüş kalitesini maksimum seviyeye ulaştıran dikişsiz cerrahi yöntemdir.
Katarakt cerrahisi günümüzde fakoemülsifikasyon adı verilen modern teknikle yapılmaktadır. Hastanın hastanede yatmasına gerek yoktur, aynı gün taburcu edilir ve bir gün sonra kontrole çağrılır. Ameliyat uyuşturucu damla yardımıyla yapılır, herhangi bir enjeksiyona ihtiyaç duyulmaz. Ağrısız ve dikiş gerektirmeyen bir yöntemdir. Matlaşan mercek alınır ve yerine yapay mercek yerleştirilir. Bu mercek ömrünüz boyunca yerinde kalır. Ancak mercekte zamanla matlaşma olabilir. Böyle bir durumla karşılaşılırsa birkaç dakika süren ve kolayca yapılan laserle mercek tekrar saydam hale getirilir.
Katarakt Ameliyatlarında Akıllı Trifokal Lens Uygulaması
Göz içi Lens ya da tıbbi adıyla Trifokal lens olarak adlandırılan yapay mercektir. Akıllı lensler görme sorunu yaşayan hastalarda büyük konfor sağlar ve ömür boyu görme problemini ortadan kaldırır. Akıllı lens ya da mercekler katarakt nedeniyle görme sorunu yaşayan hastalara ve ileri derecede hipermetrop olan ya da yüksek miyopi nedeniyle lazer olamayan, yakın gözlüklerinden erken yaşta kurtulmak isteyen
Bu lensler adlarından da anlaşılabileceği gibi üç mesafede yani yakın, orta ve uzak mesafede gözlüksüz net görüş sağlamaktadırlar.
Her insanın gözünün içerisinde doğal bir lens yani mercek bulunur. Elastik ve saydam bir yapıya sahip olan lensler yaşın ilerlemesi ile birlikte esnekliğini kaybeder ve deforme olur. Bunun sonucunda yakına odaklanamaz, şekil değiştiremez ve net bir görüş sağlanamaz. Yapısı bozulmuş olan doğal lensin yerine gözün içine Akıllı lens tıbbi adıyla Trifokal lens adı verilen yapay bir mercek yerleştirilerek hem yakın, hem uzak, hem de orta mesafede net görüş sağlayarak görme kusurlarımızı gidermiş oluruz.
Böylece hastaların yaşam kalitelerini yükseltmekle beraber hayatlarında da konfor sağlamaktadır.
Akıllı lens nasıl uygulanır?
Akılı lens uygulamasında öncellikle gözler yıkanarak dezenfekte edilir ve ameliyata hazırlanır. Ameliyat yaklaşık 15-20 dakika sürer. Lokal anestezi ile yapılan işlem sırasında hasta ağrı ya da acı hissetmez. Akıllı lens uygulaması
Gözün içinde yapısı bozulmuş doğal lens çıkarılır ve yerine akıllı lens yerleştirilir. Ameliyat sonrası göz bandajlanarak hasta taburcu edilir. Hasta aynı gün görmeye başlayarak günlük yaşantısına daha konforlu bir şekilde sürdürebilir.
Birkaç gün içinde diğer göze de aynı işlemler uygulanır.
Ameliyat sonrası ilk gece gözde şeffaf plastik bir koruyucu ile uyunur. Ertesi gün bu koruyucu çıkarılır ve göz kontrolü sonrasında günlük hayata geri dönülebilir. İlk birkaç gün göz bebeğinin ameliyat sırasında damla ile genişletilmesine bağlı olarak geçici bir bulanık görme olur. Birkaç gün içerisinde görme netleşir. Bir ay boyunca göz damlası kullanımı gerekir.
Çocuk göz hastalıkları
Çocuklarda göz hastalıklarının erken teşhisi büyük önem taşır. Erken yaşta tespit edilmeyen kırma kusurları (myopi, hipermetropi ve astigmatizma) (gözlük ihtiyacı), göz tembelliği ve gözlerde kaymaya (şaşılık) neden olabilir. Şaşılık tedavisinde gözlük kullanımı, kaymayan göze doktorunuzun belirleyeceği şekilde kapama yapılması, ameliyat veya bunların hepsi gerekebilir.
Göz tembelliğinde de kullanılan kapama tedavisinin en son hangi yaşa kadar etkili olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber 12 yaşına kadar olumlu yanıt alınmaktadır. Kırma kusurları dışında çocuklarda görmeyi azaltan diğer göz hastalıkları katarakt, göz tansiyonu, üveit, kornea ve retina hastalıklarıdır. Bunlarda da erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bu nedenlerle aile hekimi veya aile herhangi bir sorun görmediği sürece çocuk ilk olarak 1 yaşında sonrasında da okul öncesi dönemde tarama için göz muayenesinden geçirilmelidir.
En sık görülen pediatrik göz hastalıkları
Şaşılık
Göz tembelliği
Bunların yanı sıra
Rekraksyon (kırma kusurları)
Nistagmus
Göz kapağı bozuklukları
Kırmızı göz
Göz yaşı kanal bozuklukları
Aşağıda sıralanan belirtileri gözlediğinizde çocuğunuzu vakit kaybetmeden göz doktoruna götürünüz.
- Gözlerde kayma
- Takip etmeme
- Gözlerde titreme
- Gözbebeğinde beyaz görünüm
- Kızarıklık, sulanma, çapaklanma
- Kısarak bakma ve görmek için cisme yaklaşma
- 32 haftadan erken doğan tüm prematüre bebekler ve 1500 gr’dan az kiloyla doğan tüm bebekler
- Dışarı çıktığında bir gözünü kapatması
- Başını sağa, sola, omzuna, yukarı veya aşağı çevirerek bakma
- Etrafındaki cisimlere çarpması